Olayların Altındaki Gerçek
İslam Dergisi Başmakaleleri / Ağustos 1996
Allahu Teâlâ erhamü’r-râhimîndir, merhametlilerin en merhametlisidir. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) hazretleri de çok merhametli, şefkatli, re’fetli, duygulu, seven, acıyan, hassas, edip, arif ve zarif idi; Kur’ân-ı Kerîm’de muhteşem ve muazzam bir taltif ve mânevî iltifât-ı ilâhî ile “hulûk-ı azîm” (yüce bir ahlâk) üzere olduğu, raûf (çok iyi ve yumuşak kalpli) ve rahîm (çok şefkatli ve merhametli) sıfatlarına sahip bulunduğu beyan olunuyor.
Allah, merhametli kulları sevdiğinden, onlara rahm eylediğinden ve gaddar, zalim ve acımasız olanlar dünyada, âhirette rahmet-i ilâhîden mahrum olacaklarından, iyi müslümanlar bu merhametlilik vasfını iktisap etmeye çok önem vermişler; kimseyi üzmemeye, ezmemeye gayret göstermiş; gönül almaya, iyilik yapmaya, insan sevindirmeye çalışmışlardır.
Bu millet bu eğitimle yetişmiş, bu örf ve âdetle büyümüş; karınca bile ezmemek, kul hakkı yememek, hayır hasenât yapmak, sevap kazanmak, rızâ-yı Bâri’ye ermek duygusuyla yaşamış, ardında nice nice eserler, hayırlar bırakarak göçmüş iken şu köy basan; imamı, cemaati, kadını, çoluğu çocuğu katleden, polise saldıran, itfaiyeciye kasteden, doktoru tedaviye bırakmayan, öğretmene eğitim-öğretim yaptırmayan, kışlayı topa tutan, askere pusu kuran, bayrağı yakıp yırtan, zalim, gaddar, hunhar, merhametsiz, sevgisiz, saygısız, duygusuz, anarşist, terörist çeteciler nereden çıktı?
Bunlar hep yanlış eğitim ve öğretimin, kültür politikalarındaki hatalı tercihlerin; bozuk fâsit fikirlerin, devletçe yabancı ülkü ve ideolojileri benimsemenin acı ve fecî sonuçlarıdır.
Bu fecaatler ve cinayetler aslında Batılı devletlerin başının altından çıktı ve hâlen onlar tarafından desteklenmekte... Bizi Batılılar mahvetmek istiyor; bizi birbirimize kırdırmak isteyen hain ve merhametsizler o dinsizler, o gayrimüslimlerdir; ülkemizi parçalamak isteyen onlardır. Bosna-Hersek’te, Yunanistan’da, Girit’te, Bulgaristan’da, Kıbrıs’ta, Kafkasya’da işlenen insanlık suçları, baskılar, katliamlar hep onların eseri...
Azerbaycan’da, Orta Asya’da...
Batı bu işi ülkemizde nasıl yaptı?
İşe önce ilmî ve kültürel çalışmalardan başladılar; ülkemizi, halkımızı, dinimizi, örfümüzü iyice incelediler; fitneyi nerelerden çıkaracaklarını, yangını nerelerden başlatacaklarını tespit ettiler. Ülkemizdeki gayrimüslim çocuklarını, açtıkları okullarda sinsi sinsi eğittiler, isyancı yaptılar, İmparatorluğu parçaladılar. Gafil zenginler, cahil taşralılar, bozuk inançlılar... iyi yetişsin diye çocuklarını onların okullarına gönderdi. O çocuklar, yabancı kültürle yetişti, kendi halkına yabancılaştı, Batı hayranı oldu; yüce dinini, tertemiz imanını, çok değerli mânevî, ahlâkî, vicdanî hasletlerini kaybetti.
Üstelik devlet de “Batılılaşma”yı esas aldı, din düşmanlığını benimsedi, İslâm’la savaştı, halkına, kendi öz kültürünü değil, Batı’nın kokuşmuş, pis, sahte, ikiyüzlü kültürünü benimsetmeye çalıştı. Neticede inançsız, edepsiz, köksüz, kozmopolit nesiller yetişti.
Batı onlara hâkim, onları kullanıyor, kendi emellerine alet ediyor, robot gibi istediği yöne sevk ediyor, bu konuda muazzam paralar harcıyor, binlerce ajan çalıştırıyor.
Karşımızda bir avuç anarşist değil, bir yığın düşman devlet var; gözümüzü açalım; herkes gerçeği görsün. Anarşiye alet olan da anarşiden zarar gören de uyansın! Tedbirler ona göre alınsın! Çareler ona göre aransın!
Bu işlerden, taraflardan hiçbiri, vuran da vurulan da fayda sağlamaz, hepsi zarar eder; atı alan Üsküdar’ı geçer, olan saflara olur, Batı yine sömürüsünü sürdürür. Yani alavere dalavere, Kürt Mehmet nöbete...
Aklı başında yurtseverler olarak biz de gözümüzü dört açalım, olayları pürdikkat takip edelim, her türlü gayreti gösterelim, çok çalışalım, her yönden çok hazırlıklı ve kuvvetli olalım, düşmana fırsat vermeyelim, halkımızı zarara uğrattırmayalım, ülkemizi yabancılara kaptırmayalım, zenginliklerimizi başkalarına sömürttürmeyelim!
*
Kaynak:
http://iskenderpasa.com/685D6EA5-5FCC-48D5-B9F3-48D863D456A0.aspx