Bu gece Mevlid Kandili
İslam dünyası bu gece Mevlid Kandili’ni idrak edecek. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Mevlid Kandili mesajında, Allah’ın bütün âlemlere gönderdiği en son rahmet elçisi Hazreti Muhammed’in (sav) mevlidi şerifinin idrak edileceğini hatırlattı.
Hz. Peygamber ile gelen vahiy ışığının bütün insanlığın muhtaç olduğu manevi huzura dönüşmesini dileyen Diyanet İşleri Başkanı Görmez, mesajında, “Onunla gelen vahyin ışığı gönüllerimizi bir kez daha aydınlatırken, bu ışığın bütün insanlığın muhtaç olduğu manevi huzura dönüşmesini, vatanımız, milletimiz, gönül coğrafyamız ve topyekûn yeryüzü ahalisi için Mevlid Kandilinin rahmet, merhamet, barış, bereket ve selamete vesile olmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum” ifadelerine yer verdi.
Hz. Peygamberi ifade eden en güzel kavramın rahmet ve merhamet olduğunu vurgulayan Başkan Görmez, mesajında şu hususlara değindi;
Hz. Âdem’den başlayarak ilahi vahyi biz insanlara ileten Peygamberlik silsilesinin sonuncusu olan Sevgili Peygamberimizi anlatan en güzel kavram şüphesiz rahmet ve merhamettir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Rasûl-i Ekrem’e hitaben: “Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” buyrulmuştur. Peygamber Efendimizin rahmet, merhamet ve adalete dayalı kuşatıcılığı ümmetini olduğu kadar bütün insanlığı da kapsamaktadır. Onun bize öğrettiği af, şefkat, insaf, vicdan, sabır ve hoşgörü içimizde bir yerlerde sönmeye yüz tutmuş insanlık kandilini yeniden tutuşturan ve bizi en temel halinde insanlığımıza geri çağıran bir duygu, düşünce, tutum ve davranışlar manzumesidir.
Bugün, tüm insanlık Peygamberin çağlar üstü örneklik ve rehberliğine her zamankinden daha fazla muhtaçtır. Rasûl-i Ekrem’in rehberliğini tüm insanlığa tanıtacak olanlar da hiç şüphesiz Müslümanlardır. Ancak üzülerek belirtelim ki bugün, Müslümanların en büyük sorunu örnekliklerini yitirmiş olmaları, Peygamberimizin getirdiği rahmet ve merhamet mesajını hakkıyla temsil edememeleridir.
İslâm ve Müslüman Coğrafyası tarihin en zor süreçlerinden geçmektedir. Bugün bütün insanlığı saran şiddet, terör, savaş, çatışma ve kaos sarmalı ile karşı karşıya bulunmaktayız. Müslümanların kanı akmaya devam etmekte; Müslümanların izzet ve onuru tarihte hiç olmadığı şekliyle bugün bizzat birbirleri eliyle yok edilmektedir. İnsanlığın vicdanını kaybettiğine acı bir şekilde şahit olmaktayız. Milyonlarca insan yerinden, yurdundan, evinden barkından, hayatından oluyor. Çocuklar umutlarını, hayallerini, geleceklerini yitiriyor. Tefrika ve cehalet bataklığına saplanıyor.
Rasûl-ü Ekrem ırk, dil, renk, coğrafya ayrımı gözetmeksizin hepimizi aynı Allah’a, aynı kitaba, aynı peygambere inanan, aynı secdeye baş koyan, aynı kıblede istikameti bulan kardeşler olarak ilan etmesine rağmen; bizler, kardeşlik ahlakını unuttuk, böylesi ulvi bir değeri çoğu zaman cehalet, menfaat, kısır çekişme ve inatlaşmalara kurban eder olduk. Peygamberimiz, bizlere merhameti, şefkati, vicdanı, insafı, affı, sabrı ve hoşgörüyü öğretmesine rağmen; bizler, kendimize, ailemize, çevremize karşı bu hasletleri yitirdik. Yüreklerimiz katılaştı. Rabbimizin gönüllerimize yerleştirdiği tertemiz fıtrata tam anlamıyla sahip çıkamadık. İtiraf etmeliyiz ki İslâm dünyası, bugün, dâhili ve harici sebeplerle Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberin mesajlarından, onun eşsiz örnekliğinin, ağızlardan gönüllere indirememekten, zihinlere, dimağlara iyice yerleştirememekten, hayata geçirilememesinden kaynaklanmaktadır.
AA