Merhum Mahmud Esad Coşan Hocaefendi’nin “Ramazan ayındaki mühim faaliyetler” başlıklı başyasını Ramazan ayı vesilesiyle istifadenize sunuyoruz.
Rûhî ve dinî hayatımızda Ramazan’ın çok büyük yeri ve önemi vardır. Pürneşe ve pürdikkat olun; Ramazan’da göğün kapıları açılır, cennet, mü’minler için bezenir, cehennemin kapıları kapatılır, şeytanların azılıları zincire bağlanır; sevaplar artırılır, böylece insanların tevbe etmesi, iyiliklere yönelmesi kolaylaşmış olur. Ramazan geçtiği halde onun mânevî avantaj ve fırsatlarından faydalanmamış olanlar ise gerçekten müthiş bir mahrumiyete uğramışlar demektir.
Bizi bu kutlu aya sıhhat ve afiyetle kavuşturan yüce Rabbimize sonsuz şükürler, hamd ü senâlar olsun.
Hele bu ayın içinde, “Bin aydan daha hayırlı bir gece” (97/Kadir, 3) vardır ki ona Kur’ân-ı Kerîm’de ‘Kadir gecesi’ denmiştir, ne mutlu o geceye rastlayıp, onu ihya edenlere! Allah (celle celâlüh) kulları arasınlar, çalışsınlar, güvenip gevşemesinler diye onu Ramazan’ın içinde saklamış. Bizler gayret ve dikkat gösterip onu bulmaya çalışmalıyız.
Onun için tavsiyem, gündüz bir ara uyuyup, geceleri güçlü ve zinde olmaya hazırlanın; teravihi huşu ile kılın, uyuklayarak veya alelacele değil hatimle kılınan camileri tercih edin, çok tesbih çekin; teheccüd namazlarını hiç ihmal etmeyin!
Sahura kalkmak sünnettir, akşamdan yiyip yatmak, seher vakitlerini uykuyla geçirmek yahut da sahurdan sonra sabah namazını evde kılıvermek doğru değildir. Sabah camiye, cemaate gelmekte asla tembellik göstermeyin!
Kur’ân-ı Kerîm’i içinize sindire sindire, tefekkür, tedebbür ve gözyaşı ile çok okuyun, hatim sürün, hafızların mukabelelerini takip edin! Ezberlerinizi artırmaya çalışın!
Dostlarınızı eve davet edin, ziyaretlere gidin, sohbet ve muhabbeti çoğaltın, fakirlere yardım edin, mümkünse zekâtlarınızı bu ayda verin, çünkü sevabı kat kat fazla olur; dinî vakıflarımızı, dernek, kurs ve kuruluşlarımızı kuvvetle destekleyin!
Efendimiz Muhammed-i Mustafâ (sallallahu aleyhi ve sellem) –kendisi Allah’ın en sevgili kulu ve insanların en şereflisi olduğu halde– asla gevşemez, hele Ramazan’ın son on gününde ibadet ve taate çok daha fazla düşkünleşir, hatta artık gecelerini evde değil, camide geçirmeye başlardı. Bu bizim için dikkat çekici bir hareket ve mühim bir işarettir. Biz de öyle yapmaya çalışmalıyız. Bu kuvvetli bir sünnettir, sünnet-i kifâyedir ki bir beldede hiçbir kimse bu ‘mescitte itikâf etmek’ işini yapmasa, tüm belde halkı sorumlu duruma düşer. Kadınlar da itikâf yapabilir, ama mescitte değil evlerinin temiz, müsait bir köşesinde…
Candan dileğim hepinizin Ramazan ayının hayır, feyz ve bereketinden en üstün şekilde istifade etmeniz; Kadir gecesini ihyaya muvaffak olmanız; son derecede bahtiyar olarak bayrama ulaşmanız; nice nice Ramazanları sıhhat ve afiyetle idrak eylemeniz, yarın Rabbimiz’in huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak yüzü ak, alnı açık varmanız, O’nun cennet ve cemaliyle müşerref olmanız, ebedî saadete ermenizdir.
Prof. Dr. M. Es’ad Coşan